Kilo kaybetmek istiyorsanız, protein bu anlamda besinlerin kralıdır. Proteinlerin sindiriminde vücudumuz diğer besinlere göre daha fazla kalori harcar. Vücudumuz yediğimiz proteini sindirirken metabolize etkisini yükseltir ve günde 80-100 kalori daha fazla yakar. Yapılan bazı çalışmalar, yüksek proteinli diyet yapan kişilerin, çabuk doyduklarından diğer beslenme şekillerine göre günde 400 kalori daha az aldıklarını göstermiştir.
Sağlıklı olmak istiyorsanız, beslenme şeklinizde yapacağınız ilk değişikliklerden birisi de “tam gıdalar” ile beslenmektir. Tam gıdalar; herhangi bir işlem görmemiş ve katkı maddesi eklenmemiş, doğallığı bozulmamış, içindeki besin değerleri korunmuş gıdalardır. Doğal sebze ve meyveler, süt ve süt ürünleri, et ve et ürünleri, taze balık, tahıl ve tahıl ürünleriyle hazırlanmış yiyecekler. Bunları özellikle semt ve köylü pazarlarında, organik ürün satan yerlerde, güvendiğiniz kasap veya balıkçılarda, mandıralarda bulabilirsiniz.
Evimize aldığımız yiyeceklerin büyük bir kısmı, biz bilmiyor olsak da aslında işlem görmüş yiyeceklerden oluşuyor. Ambalajlı gıdalar, kıvam artırıcı, gıda boyası içeren yiyecekler, hazır yemek ve içecekler, kutulu sütler, soslar, şişelenmiş olan gazlı ve gazsız içecekler, ısıl işlem görmüş sucuk, sosis, salam, pastırma, et vb. gıdalar, konserveler bunlara örnek olarak verilebilir.
İşlenmiş gıdalar; şeker ve katı yağlarla lezzetlendirilmiştir, doğal olarak daha lezzetli yiyecekler daha fazla yememize sebep olmaktadır. İşlem görmüş yiyeceklerin ayrıca besin değeri azalmakta ve kalorisi yükselmektedir, tüm bu faktörler birleşince, kişilerde obezite hastalığına neden olabilmektedir.
Yapılan araştırmalar, evde tuttuğunuz gıdaların, kilo alma-almama oranınızı ve yemek yeme davranışlarınızı ciddi ölçüde etkilediğini gösteriyor. Mutfağınızdaki besinleri sağlıklı yiyeceklerle değiştirdiğinizde sadece kendi sağlığınızı koruyor ve fazla kilo almanızı engellemiyorsunuz, aynı zamanda aynı evde yaşadığınız aile bireyleriniz varsa, onlara da sağlıklı bir yaşam ve ideal bir kilo ortamını sunmuş oluyorsunuz. Açlık krizleriniz, seyahat, kan şekeri vb. durumlar nedeniyle çantanızda atıştırmalık taşıyorsanız alternatif olarak haşlanmış yumurta, fındık, havuç, muz gibi yiyecekleri, çok gerekliyse öğün olarak ise kepekli ekmek arası kaşarlı tost vb. pratik olarak kendi hazırladığınız yiyecekleri streç filmle sarıp poşetleyerek yanınızda taşıyabilirsiniz.
Çok şeker içeren yiyecekler yemenin, tatlı düşkünlüğü kanser türleri, diyabet ve kalp-damar rahatsızlıkları gibi dünyanın en tehlikeli ve sık görülen hastalıklarıyla bağlantılı olduğu ortaya çıkmıştır. İçlerine az şeker bile atsalar bol çay-kahve içen kişiler, şekerli abur cubur ve çikolata yiyenler, tatlılar pastalar, şekerli hamur işleri vs. yiyecekler hayatından eksik olmayan kişiler, günde bünyelerine ortalama 15-20 çay kaşığı şeker alırlar. Bu miktarın çoğu ya yukarıda saydığımız tatlı gıdalardan direk olarak ya da biz farkında olmadan işlenmiş gıdaların içinde saklı olarak vücudumuza girerler. (Ekmek, ketçap vb.) İşlenmiş gıda olduğu müddetçe, ürünün ne kadar şeker içerdiğini anlamamız, değişken formüller nedeniyle her zaman kolay da olmayabilir, zaten tek tek bunları hesaplamak da ayrı bir sorundur. En güzeli, mümkün olduğunca tam gıdalarla beslenmek ve şeker alımınızı en aza indirerek diyetinizi iyileştirmek, rahatça, sağlıklı beslenerek zayıflamak ve kilo vermektir.
Su içmek, kilo verme hızınızı artırdığı konusunda çeşitli iddialar mevcut tabi günde 3 litreyi aşmamak kaydıyla. Her yarım litre su içmenin (2 su bardağı), kalori yakma hızınızı %24-30 oranında artırma kapasitesine sahip olduğu söyleniyor. Yemeklerden yarım saat önce su içmek, yemekle birleşince şişlik ve çabuk tokluk hissi nedeniyle, özellikle yaşlılar ve orta yaşlılarda daha az kalori alınmasına sebep olabilir. Yemeklerde şekerli içecekler yerine su içmeye başlarsanız hem daha az kalori alırsınız hem de yediklerin daha iyi sindirilmesini sağlarsınız.
Kahve, antioksidanlar ve birçok yararlı bileşikle doludur, aşırıya kaçmamak kaydıyla içildiğinde enerji düzeyinizi ve yanan kalori miktarınızı artırabilir. Kafeinli kahve, metabolizmayı%3-11 oranında hızlandırabilir ve Tip 2 Diyabet’in oluşma riskini azaltabilir. Ayrıca neredeyse hiç kalorisi olmadığı için diyetinizde içebileceğiniz içeceklerden biridir.
Sıvı kaloriler, zayıflamanızı önleyen gizli tehlikelerdir. Alkollü içecekler, şekerli alkolsüz içecekler, meyve suları, kola ve türevleri, şekerli gazlı içecekler (şekerli soda ve gazozlar), şekerli kakao, sıvı çikolata ve enerji içecekleri vücudunuza sıvı olarak giren kalorilerdir. Fark edilmeden sık sık kullanımı veya artarak kullanımı obezite riskini artırır ve doğal olarak her şekilde size kalori=kilo aldırır.
Rafine karbonhidratlar; rafine edilme işlemi sırasında içerdiği önemli besin maddelerinin ve yararlı liflerin çoğunu kaybetmiş besinlerdir. Bu besinlerin size, yararlı besin değeri olarak bir faydası olmaz, sadece fazladan yüksek miktarda kalori ve kilo almanıza sebep olur, ayrıca midenizi gereksiz yere yorar ve bağışıklığınızı düşürür.
Rafine karbonhidrat kaynakları olarak; beyaz un, hamur işleri, beyaz ekmek, beyaz pirinç, gazlı içecekler, atıştırmalıklar ve abur cuburlar, tatlılar, makarna, kahvaltılık işlenmiş tahıllar ve bunlara eklenen veya kendi başına kullanılan beyaz şeker.
Ramazan’da oruç tutmak, ayrıca bunun dışında yıl içerisinde aralıklı oruç tutmak fiziksel açıdan vücudunuza birçok yarar sağlar. Oruç hem iradenizi ve yemekler üzerindeki kontrolünüzü güçlendirir, hem midenizi dinlendirir.