Ankara’da aşk sadece hissedilmez, aynı zamanda söylenir, yazılır ve bestelenir. Başkent, Türkiye’nin en köklü müzik okullarına, edebiyat çevrelerine ve sanatsal etkinliklerine ev sahipliği yaparak, aşkı kültürle yoğuran bir şehir hâline gelmiştir. Bu şehirde aşkın ritmi, bazen bir şarkının melodisinde, bazen bir şiirin mısrasında gizlidir.
Ankara Devlet Konservatuvarı, Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi ve Bilkent Müzik Fakültesi gibi kurumlar, sayısız müzisyeni yetiştirmiştir. Bu müzisyenler, aşkı notalara dökerken Ankara’nın gece sokaklarını, yağmurlu havasını ve melankolisini eserlerine taşır. Şehrin kendine özgü ritmi, ilişkilerde de etkisini gösterir; ne İstanbul gibi kaotik ne de taşra gibi durağandır. Tam kıvamında bir duygu yoğunluğu vardır.
Şiir ise Ankara escort aşk sahnesinde ayrı bir yere sahiptir. Cahit Sıtkı Tarancı, Behçet Necatigil, Attila İlhan gibi şairlerin Ankara’da yazdığı dizeler, aşkı hem romantik hem toplumsal bir çerçevede ele alır. Gençler arasında hâlâ “şiir geceleri”, “açık mikrofon etkinlikleri” gibi aktivitelerle aşkı söze dökme geleneği sürmektedir. Özellikle Karanfil Sokak, Tunalı, Bahçelievler gibi semtlerde bu tarz etkinliklere sıkça rastlanır.
Müzik ve şiirle harmanlanan aşk, daha anlamlı ve derin yaşanır. Ankara’daki ilişkilerde bu kültürel boyut sıklıkla öne çıkar. Birbirine şiir yazan çiftler, birlikte konserlere giden âşıklar, sokak müzisyenlerinin önünde dans eden gençler… Bu manzaralar, Ankara’nın aşkı nasıl içten yaşadığını gösterir.
Ayrıca aşkın acısı da burada sanata dönüşür. Ayrılıklar, kalp kırıklıkları, bekleyişler… Hepsi Ankara’nın melankolik havasına sinmiş gibidir. Ama bu melankoli üretime dönüşür; insanlar duygularını ifade ederken yalnız olmadıklarını hisseder.
Ankara’da aşk bir şarkıdır, bir şiirdir ve çoğu zaman bir sessiz bakışta kendini gösterir. Estetikle iç içe geçmiş bu aşk biçimi, şehre özgü bir romantizm yaratır.